Konut ve Çatılı İşyeri Kiralarında Kira Bedelinin Belirlenmesi

KONUT VE ÇATILI İŞYERİ KİRALARINDA KİRA BEDELİNİN BELİRLENMESİ
Konut ve çatılı işyeri kiralarında kira bedelinin
belirlenmesi hususunu ele almak adına önce konut ve çatılı işyeri kavramlarının
ne anlama geldiğine kısaca değinmek gerekir.
Bir
yerin, kira ile ilgili hükümler çerçevesinde konut olarak kabul edilebilmesi
için, onun kişilerce sürekli oturmak amacıyla kiralanması gerekir. Kiralanan
konut, MK m. 19 vd. anlamında yerleşim yeri niteliği taşıması gerekli değildir.
Önemli olan kiracının uyumak vb. ihtiyaçlarını karşılayan ve onu dış
etkenlerden koruyacak bir mekan niteliğinin bulunmasıdır yani, dikkat edilen
belirleyici ilk husus konutun dış yapısı değil sözleşmeyle öngörülen kullanım
amacıdır[1].
Sonuç olarak öğretide konut, kişilerin barınma ihtiyacının giderildiği kişinin
özel hayatını sürmesine imkan veren yer olarak tanımlanmaktadır[2].
Öğretide
işyeri, kazanç elde etmek amacıyla ticari, sınai nitelikteki ekonomik
faaliyetlerin sürdürüldüğü veya bir mesleğin icra edildiği yer şeklinde
tanımlanmaktadır[3].
İşyerinin, sağlam bir şekilde toprağa bağlı, üstü örtülü ve etrafı dikey ve
yatay olarak kapalı olması gerekir.
6570 sayılı Kanundaki musakkaf
kavramını karşılamak üzere getirilen çatılı işyeri deyiminin işyeri
niteliğindeki taşınmazın sabit temelli olup, üstü örtülü olmasını ve
duvarlarının bulunmasını anlattığı söylenebilir. Eğer bir iş yerinin çatılı
olup olmadığında tereddüt yaşanırsa, o iş yerinin kira ilişkisine uygun
kullanımındaki üstün vasfına bakmak gerekir[4].
Konut
ve çatılı işyeri kiralarında taraflar serbestçe bir kira bedeli
belirleyebilirler. Bunun yanında bir yıldan uzun süreli kira sözleşmelerinde
bir sonraki dönemlerde ifa edilecek kira bedelleri de belirlenebilir. Kira
bedelinin belirlenmesinde 6098 sayılı Kanun’dan önce birçok yöntem belirlenmiş
ve birçok kıstas esas alınmıştır. Asıl değinmek istediğimiz konu, 6098 sayılı
yeni Kanun döneminde kira bedelinin belirlenmesinde izlenecek yol ve bedelin
belirlenememesi durumunda kira bedelinin tespiti için dikkate alınacak
durumlardır.
A.6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU ÖNCESİ
Kısaca
6098 sayılı Kanun öncesindeki uygulamalara değinmek gerekirse, 6098 sayılı
Kanundan önce özellikle konut ve çatılı işyeri kiralarının bedellerinin
belirlenmesi konusunda sabit bir uygulama yoktu. Yukarda tarihçede belirttiğimiz
üzere bu konuyla alakalı sürekli farklı uygulamalar takip edilmiştir. 818
sayılı eski TBK’da kira bedelinin belirlenmesine ilişkin yasal düzenleme
olmasına rağmen 6570 sayılı kanun ile özel düzenlemeler getirilmiştir. 6570
sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra kira bedelinin sınırlandırılmasına
ilişkin belirli esaslar (1939 rayici, bina vergisi esası, 1953 rayici, emsalsiz
taşınmazlardaki durum) dikkate alınmıştır. Sonrasında Anayasa Mahkemesi’nin bu
kanunda yaptığı iptallerden sonra yasa boşluğu oluşmuştur ve ortaya çıkan
problemlerin çözümleri için de Yargıtay uygulamaları takip edilmiştir[5].
6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun
döneminde Yargıtay uygulaması, bir yıldan uzun süreli kira sözleşmeleri
bakımından yapılan bedel artışına izin vermekte ve bu şekilde tasarlanan
kayıtlara geçerlilik tanımaktaydı[6]. Söz
konusu uygulamaların bazıları İçtihadı Birleştirme Kararı(18.11.1964 Tarih ve
2/4 sayılı İBK[7],
7.7.1965 Tarih ve 5/5 sayılı İBK[8],
21.12.1966 Tarih ve 19/10 sayılı İBK[9] ) olarak
kabul edilmiştir.
B.6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU SONRASI
Türk Borçlar Kanununda, yeni kira türü olarak
ayrıntılı bir şekilde düzenlenen konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin
düzenlemelerde, geniş ölçüde 6570 sayılı GKHK hükümlerinden ve bu kanunun
uygulanmasına ilişkin Yargıtay kararlarından esinlenilmiştir[10].
6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun’unun
2 ve 3’üncü maddelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptalinden sonra ortaya
çıkan yasa boşluğunu Kanun Koyucu 6098 sayılı TBK’da özel olarak düzenlemek
suretiyle doldurmuş ve kira tespitine ilişkin esasları belirlemiştir[11].
Kira sözleşmesinin tarafları sözleşme dönemine
ilişkin kira bedelini sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde serbestçe
belirleyebilirler ve ilk kira döneminde bu sözleşmede kararlaştırılan bedel
geçerlidir.
Kira bedelinin artırılmasında ortaya çıkacak uyuşmazlıkların
temeli TBK m. 344 gereği yenilenen kira sözleşmesinin diğer sözleşmelerden
farklı olarak zımni bir şekilde yasa gereği uzamasıdır[12]. Taraflar,
bir yıldan sonraki dönemler için kira bedelinin artırılıp artırılmayacağı
hususunda sözleşmeye hüküm koymamış olabilecekleri gibi sözleşme yapılırken her
yıl artırılacak miktarı belirlemişler de olabilir. Ancak kiralanana duyulan
yoğun ihtiyaç nedeniyle başlangıçta ileri sürülen gelecek yıllara ilişkin kira
artış talepleri, kiracılar tarafından zorunlu olarak kabul edilebilmektedir[13].
Konut ve çatılı işyeri kirası sözleşmelerinde, kira
süresi ve buna bağlı olarak kira bedelinin tespit edilmesi kiracının korunması
amacına bağlı olarak ortaya çıkmış ve özellik arz eden düzenlemelerdir. TBK
sisteminin temel aldığı ilişki türü bir yıl süreli kira sözleşmeleridir ancak
bunun yanında daha uzun süreli kira sözleşmesi yapılmasında da herhangi bir
sakınca öngörülmemiştir[14].
Türk Borçlar Kanunu m. 344’e göre kanunda kira bedelinin belirlenmesiyle ilgili ilkelere yer verilmiştir. Öncelikle taraflar yenilenen kira dönemi için kira bedeli artış oranını sözleşmede belirleyebilirler ancak taraflar bir önceki yılın tüketici fiyat endeksindeki artış oranını aşamazlar. Eğer taraflar artış oranının belirlememişlerse, bu oran bir önceki yılın tüketici fiyat endeksindeki artış oranını aşmamak kaydıyla hakim tarafından belirlenebilir. Yine beş yıl ve daha uzun kira sözleşmelerinde artış oranı beş yılın sonunda hakim tarafından belirlenir. Bunun yanında kira bedeli yabancı para olarak kararlaştırılmışsa, beş yıl geçmedikçe değişiklik yapılamaz ve beş yıldan sonra yeni kira bedeli hakim tarafından belirlenir.
[1]Gümüş s.15.
[2]K. Emre
Gökyayla, ”Konut Ve Çatılı İşyeri
Kiralarına İlişkin Hükümlerin Uygulama Alanı”, http://journal.yasar.edu.tr/wp-content/uploads/2014/01/6-Emre-G%C3%96KYAYLA+.pdf,
s. 1217, (12.10.2017).
[3]Nihal Ural Çınar, Türk Borçlar Kanunu’nda Düzenlenen Kira
Sözleşmelerinde Kira Bedelinin Ödenmemesi ve Hukuki Sonuçları, On İki Levha
Yayıncılık, İstanbul, 2014, s.13.
[4]Ercan Akyiğit, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda Kira
Sözleşmesi, Seçkin Yayıncılık, Ankara,2012,s.141.
[5] Konuyla ilgili detaylı bilgi
için bkz. Kaynar, s.12-29.
[6]
Özge Öncü, “6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre
Kira Bedelinin Belirlenmesi”, İzmir Barosu Dergisi, Mayıs 2012, Borçlar
Kanunu Özel Sayısı, s.300-348.
[7]
Resmi Gazete,
27.11.1964 Tarih, 11867 sayı.
[8] Resmi Gazete, 21.07.1965 Tarih,
12054 sayı.
[9] Resmi Gazete, 29.12.1966 Tarih,
12490 sayı.
[10]Turgut Öz, Yeni Borçlar Kanununun Getirdiği Başlıca Değişiklikler ve Yenilikler,
Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2012, s.70.
[11] Zevkliler/Gökyayla, s.235.
[12] Murat İnceoğlu, Kira Sözleşmelerinin Kurulması ve
Yenilenmesi, Türk Borçlar Kanunu Sempozyumu, Derleyen: Doç.Dr.M.Murat
İnceoğlu, Oniki Levha Yayıncılık,İstanbul,2012, s.255.
[13] Aydemir, s.234.
[14] Emre Gökyayla, “Türk Borçlar Kanunu’nun Kira Bedelinin
Belirlenmesine İlişkin 344. Maddesinin Değerlendirilmesi”, BAÜHFKHAD, Mart-
Nisan 2013, Sayı 103-104,s.18-51.